Şili Depremi Sonrası Constitución Şehrinin “Doğayla Yaşa, Direnme” Felsefesiyle Yeniden İnşa Süreci
2010’daki Şili depremi ve ardından gelen tsunami, Şili için büyük bir yıkım oldu. Yıkım ne kadar büyük olursa olsun, Şili depremi, tasarımın doğal afetlere nasıl yanıt verebileceğinin en iyi örneklerinden biridir. 8.8 büyüklüğünde deprem ve tsunami yaşayan şehrin yeniden yapılanmasını gelin birlikte inceleyelim.
Kaynak:https://www.nytimes.com/2016/05/23/t-…
2010 yılında Şili 8.8 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı.
Ancak Şili’yi asıl sarsan hasar, depremden 18 dakika sonra Constitución şehrini vuran tsunami oldu. Doğal afet sonucu 500’den fazla insan öldü. Kent sakinleri elektriksiz, temiz susuz evsiz kaldı.
Mimar Alejandro Aravena ve bir grup danışman, bir yeniden geliştirme planı oluşturmak için görevlendirildi.
Constitución’da binlerce işçi çalıştıran ormancılık şirketi Arauco, yeniden yapılanma planını ödeyecek. Aravena’nın açıklaması şöyle:
‘Constitución’ sakinleri bir kez daha ormancılık şirketi için çalıştığımız için yeniden yapılanmanın tüm faydalarının kendilerine değil şirkete gideceğinden şüpheleniyorlardı. Bu yüzden en başından beri insanların yeniden inşa sürecine dahil olması gerektiğini biliyorduk. Aslında, gerçek müşteriyi yaratmamız gerekiyordu. Böylece bir konsorsiyum oluşturduk: Arauco, hükümet, halk ve biz. Sezgisel bir yaklaşım izliyorduk çünkü aslında planlama hakkında hiçbir şey bilmiyorduk.”
Aravena’nın çalıştığı mimarlık firması Elemental, halkın taleplerini derledi, birbiriyle konuşmayan devlet kurumlarıyla görüştü ve maliyetleri karşılaştırdı.
Aravena’nın önünde 3 alternatif vardı: sıfır kotta yerleşimi yasaklamak, dalgalara karşı büyük bir duvar örmek ve şehir ile denizin ortasında bir orman yapmak. Sıfır seviyesinde uzlaşmayı yasaklamak uygulanabilir değildi. Doğanın gücüne karşı koyabilecek bir duvar inşa etmek neredeyse imkansızdı. Böylece üçüncü alternatif gerçek oldu. Constitución halkı da orman için oy kullandı.
Şehir planlamasının genel fikri şuydu: Doğa ile yaşa, ona direnme!
Constitución’un yerinden edilmiş bazı sakinlerine de konut sağlanması gerekiyordu. Böylece Elemental’in konut projesi Villa Verde doğmuş oldu.
Villa Verde, şehrin orta sınıf yerleşim bölgelerinden birinin yakınında, şehir merkezine ve denize hakim bir tepede inşa edilmiştir.
Aravena’nın artımlı konut projesi, acil bir barınak ihtiyacından doğdu. Bu proje için küçük bir bütçe ayrılmıştır. Aravena ise kötü bir mesken inşa etmek yerine bir meskenin yarısını tasarlar ve diğer yaranın iskeletini hazırlar. Konutun diğer kısmı ise konut sakinleri tarafından diledikleri gibi tamamlanıyor. Bu şekilde, sakinler kendi başlarına inşa edemeyecekleri veya ödeyemeyecekleri şeye sahip oluyorlar: iki katlı, iki yatak odalı bir konut.
Kent sakinleri istedikleri zaman konutun yarısını kendileri tamamlayabiliyordu.
Devlet bu konut projesi için 22.300 dolar veriyor. Bu konutları 700 dolara satın alan aileler, ikinci yarısını özelleştirmek için 2-3 bin dolar harcıyor. Eşdeğer büyüklükteki konutlar 100.000 dolardan fazla satılıyor.
Uzun lafın kısası, katılımcı tasarım süreciyle kent yeniden inşa ediliyor ve herkes kazanıyor.
Ne düşünüyorsun? Yorumlarda buluşalım!
